Kovid-19’a karşı aşı çalışmaları devam ederken, İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek’ten umut veren açıklamalar geldi.Alman firması Biontech ile Pfizer’ın ortak geliştirdiği “BNT162ö” isimli aşının yanı sıra, Amerika, İngiltere, Rusya ve Çin aşılarının denek çalışmalarının yapıldığı İstanbul Tıp Fakültesi’ndeki birinci sonuçların umut verici olduğunu lisana getiren Prof. Dr. Tükek, “Aşı çalışmalarımız sona erdi.İlk sonuçlar açıklandığı üzere epey olumlu. Çalışmalar bu tempoda sarfiyat ve aktiflik sıkıntısıyla karşılaşılmazsa bahar aylarında Kovid-19’un azalacağını görebiliriz. Lakin tüm aşıların birebir derecede faal ve inançlı olması gerekir. Zira farklı aşılardan kullanmak zorunda kalacağız” dedi.
MUTASYON OLMAZSA
Amerikan, Alman ve Çin aşılarının Ocak, Şubat devrinde Türkiye’ye de gelmiş olacağını lisana getiren Prof.Dr.Tükek,“Yüzde 90 etkinlikli bir aşı toplumsal bağışıklanma manasına gelir. Buradaki en büyük risk faktörü virüsün mutasyona uğraması. Mutasyon en korktuğumuz mümkünlük.Şayet Kovid-19 mutasyona uğramazsa bir sefer aşı olanlar, ömür uzunluğu virüsten korunmuş olacak. Şayet virüs influenza üzere her yıl farklılık gösterir yani mutasyona uğrarsa, yeni çalışma ve aşı takvimi gerekecektir” diye konuştu.
Aşı terslerinin toplumsal medya üzerinden bir kadro komplo teorilerini öne sürdüklerini de lisana getiren Prof.Dr.Tükek, şöyle konuştu: “Kızamık, boğmaca ve çocukluk aşıları dahil bütün aşılardaki süreç Kovid-19 aşı sürecindeki üzere işledi.Faz 3 istekli insan denemeleri sayesinde aşının aktif olup, olmadığı anlaşılıyor. Alman aşısı için soğuk zincir konusu tartışılıyor.
YETERKİ ÇIKSIN TÜRKİYE’YE GELSİN
Türkiye’de eksi 70, 80 derecede Kovid-19 aşısı koruma edecek depolama alanlarımız mevcut. Yetersiz olan kurumlara da gereken soğutucular alınır. Kâfi ki aşı çıksın ve Türkiye’ye gelsin.” Türkiye’deki günlük yeni hasta sayısının yüzde 35’den fazlası İstanbul’da. Maalesef Kovid-19 hasta ve olay sayılarında çok önemli artış kelam konusu. Nisan ayından çok daha berbat durumdayız.
Sokağa çıkma yasağına karşıyım lakin kafe ve toplu alanlardaki yoğunluğun kesinlikle azaltılması gerekiyor. Açıkçası şu basamaktan sonra kısıtlama yapılmadıktan sonra hasta sayısını geriye döndürme talihimiz yok.
Hala toplumsal ara ve maske kuralına uymayan binlerce insan sokaklarda. Aylardır anlatmaktan, uyarmaktan lisanımızda tüy bitti. İnsanlarımızda kâfi disiplin ve hassaslığı göremedik.
BU GİDİŞAT DEVAM EDERSE…
Test müspetlik oranımız Haziran ve Temmuz’da yüzde 5’e gerilemişti. Lakin Ağustos ve Eylül devrinde evvel yüzde 12 akabinde yüzde 15 olan olumluluk oranı, şuan için yüzde 45’e yaklaşmış durumda.
Bu gidişat devam ederse boş yatak bulmakta dert yaşanır. Tek kurtuluş reçetesi aşı olacak. Aşıya erişene kadar tıpkı Nisan, Mayıs devrindeki üzere çok disiplinli davranmalıyız.
Eldeki ilaçlar, bir yere kadar kollayıcı ve tesir sağlayıcı özelliğe sahip. Şuan için en aktif tedavi yolu olarak kortizon öne çıkmış durumda. Elimizde kullandığımız ilaçlar var lakin hiçbiri ölümcül seyredecek hadiseleri ortadan kaldırmıyor. Genetik faktörler mortalitede kıymetli.”
MİLLİYET
Haber7