3 Eylül 2018 günü saat 22.00 sıralarında kar maskeli bir kişi, kapısı açık olan Metin Büyükşen’e ilişkin meskene girdi. Kuşkulu, emekli memur Metin Büyükşen ile eşi Necla Büyükşen’e ateş etti. Konutta bulunan çiftin kızları Büşra Büyükşen (24) de saldırganın dipçik darbesiyle baygınlık geçirdi. Öldü üzere davranan ve daha sonra yatak odasının penceresinden atlayıp, yoldan geçen komşularının aracına binen Büşra Büyükşen, jandarmaya giderek olayı anlattı. Konuta gelen jandarma grupları, Necla-Metin Büyükşen çiftinin cansız vücutlarını buldu. Pencereden atlayınca ayağında kırıklar oluşan Büşra Büyükşen Konya Numune Hastanesi’ne kaldırıldı.
O periyotta Büyükşen çiftinin oğullarından Uğur Büyükşen ve gelini Betül Büyükşen’in üzerinde swap örnekleri çıkması üzerine kuşkulu olarak gözaltına alındı. Savcılıktaki tabirlerinin akabinde çift özgür bırakıldı.
4 KİŞİ TUTUKLANDI
Konya Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz başkanlığında cinayet evrakı 8 ay evvel yine ele alındı. Yapılan teknik ve fiziki takibin akabinde 13 Temmuz günü düzenlenen operasyonda ortalarında Büşra Büyükşen, Uğur Büyükerşen ve eşi Betül Büyükşen’in de bulunduğu 25 kişi gözaltına alındı. Yapılan sorgulamada gözaltına alınlar ortasında bulunan ve Büyükşen çiftinin komşularına taarruz düzenlemek isteyen Abdullah Başdemir ve sevgilisi Esra Taş’ın cinayeti azmettirdiği ortaya çıktı. Abdullah Başdemir ve Esra Taş ile Büyükşen çiftiyle birebir mahallede oturan Zekeria Okşen ve kuzeni Mustafa Okşen tutuklandı. Olayla ilgili kiralık katil olduğu öne sürülen 2 kişi aranıyor.
“HİÇ KİMSEYE HAKKIMI HELAL ETMİYORUM”
Taarruzdan sağ kurtulan Büşra Büyükşen, yaşananların akabinde konuştu. Büyükşen, olayın başından itibaren yaşananları gerçek olarak anlattığını, fakat birçok kişinin kendisine inanmadığını belirtti. Büyükşen, “Ben en başımdan beri yaşadıklarımı anlatmaya çalıştım. Yardımcı olmaya çalıştım; fakat katil, bırakın annemle babamı, bizim köyle alakası olmayan, ilişkisi olmayan bir insan. Elimden geldiğince yardımcı olmaya, hatırlamaya çalıştım. Lakin buna karşın olayın çözülmüş olması mucizevi bir şey” dedi.
3 yıldır baskı altında olduğunu ve çok sıkıntı bir süreç yaşadığını belirten Büyükşen, “Bu 3 yıl benim için çok sıkıntı geçti. Baskı altındaydım. Bana, ‘Sen çok sinema izliyorsun’ diyenler oldu, ‘Tutturdun bir türküyü’ diyenler oldu.’ Bırak artık bu kıssayı gerçekleri anlat’ diyen oldu. Televizyona çıktıktan sonra hadsizce yanıma gelip, ‘Konuş’ diyen beşerler oldu. ‘Keşke sende ölseydin’, diyenler oldu. İntihara sürükleyenler oldu. Çok şey yaşadım ve sabrettim. Allah yüzümüze güldü ve elhamdülillah çözüldü. Ben hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum. Toplumsal medyada bile bana hakaret ve küfredip, insanlık dersi vermek isteyenler oldu. Hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum” diye konuştu.
“AİLEMLE BİR ORTAYA GELDİK”
Olayın aydınlanmasının akabinde iki ağabeyiyle bir ortaya geldiklerini tabir eden Büşra Büyükşen, “Bu süreç bizim için daha hoş geçecek inşallah. Güçlü duracağız. En azından belirsizlik ortadan kalktı. Şu an davayı bekliyoruz. Bu süreçte birlikte olacağız, dik duracağız, her zamanki gibi” dedi.
“3 YIL ÇOK SIKINTI GEÇTİ”
3 yıldır toplumsal medya ve televizyon programlarında annesi ve babasının katillerini bulmaya çalışan Tabip Osman Büyükşen ise, “Neredeyse 3 yıl olacak. 3’üncü sene-i devriyesi gelmeden anne ve babamın katillerini azmettirenler içeri girdiği için buruk bir sevinç var. Anne ve babamı geri getirmeyecek ancak geride kalan bireyler için hayat daha bariz ve daha huzurlu geçecektir diye düşünüyorum. Zira 3 yıllık süreç bizim için çok güçlü geçti, bir bilinmezlikle, bir kuşkuyla, bununla bir arada acı ve öfkeyle yaşamak bunu da iki kat yaşamak hem annem hem babam için yaşamak sahiden zordu. Şükürler olsun ki, bugün dostumuzun, düşmanımızın kim olduğunu biliyoruz. Bundan ötürü huzurluyum.” sözlerini kullandı.
“YARALARIMIZI SARMAYA ÇALIŞACAĞIZ”
3 yıl boyunca ister istemez kardeşleri ortasında ayrılıklar yaşadığını hatırlatan Osman Büyükşen, “Olaydan sonra, bir müddet kardeşlerimle bir arada olmaya çalıştım; ancak ister istemez içimdeki kuşkular, cinayet çözülemediği için daha da arttı. Ayrılıklar oldu, arbedeler oldu. Büyük zan altında kalan şahıslar ve aileler oldu. Bu süreç herkes için çok zordu. Bir evlat olarak bizim acı yaşamamız, öfke yaşamamız başka bireylerden daha da fazlaydı. Bundan sonraki süreçte yaralarımızı sarmaya çalışacağız. Anne ve babamızın katillerinin hak ettiği cezayı alması için elimizden geleni yapacağız” dedi.
“İTİRAFLA OLAY TESCİLLENMİŞTİR”
Kiralık katillerin 300-400 metre ilerideki meskende cinayeti işleyeceklerinin ortayı çıktığını belirten Büyükşen, şöyle konuştu: “Süreçti ilgili evrakta kapalılık kararı olduğu için kimi ayrıntıyla hala bizimle paylaşılmadı. Ama bizim konutumuzun 300-400 metre uzaklıktaki bir konutta işlenmesi düşülen cinayet adres yahut konut tanımının yanlış yapılması ya da yanlış anlaşılması nedeniyle o gün o saatlerde anne ve babamın içerisinde bulunduğu meskene girip, olağanda öbür bir anne ve babayı öldürecekken anne ve babamı öldürüyor. Bu olay uzun bir müddettir araştırılmakta, teknik takip yapılmakta ve bunun nihayetinde bir itirafla bu olay tescillenmiştir.
“KATİL VE AZMETTİRENLER NET BİR HALDE BELLİDİR”
Ben, birisi katil olsun istemedim. Şu aileden katil çıksın istemedim, bu kişi katil olsun istemedim. Ben yalnızca şunu söyledim; anne ve babamın katili kimse o kişi ortaya çıksın istedim. Olay çok az rastlanan bir sebep, cinayet sebepleri ortasında bir kiralık katilin öteki bir adrese girip anne ve babayı girip öldürmesi tahminen de en son az düşünülecek sebeplerden bir adedidir. Tahminen buna inanamadıkları için tahminen de birtakım çıktığımız programlarda, kimi sebeplerden daha fazla cinayet sebebi olabileceğini düşündükleri için buna inanmayabilirler. Ancak şu olay net ki, jandarma teknik takibiyle, itirafıyla netleşmiş durumdadır. Katiller ve azmettirenler net bir formda muhakkaktır.”
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / İsmail Akkaya
Haberler.com
