Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, İstanbul’un dikey duvar bahçelerinin CHP’li İBB tarafından kaldırılması ardından sosyal medyada dikey bahçe ve duvar bahçenin nasıl bahçeler olduğuna dair açıklamalar yaptı. Birpınar, Twitter hesabından “Dikey bahçe/Duvar bahçe nedir, çevreye yararı mı yoksa zararı mı var?” sorusunu yönelterek kendi cevapladı. İşte o cevaplardan satır başları:
TÜM DÜNYADA YAYGINLAŞAN BİR METOT
Prof. Dr. Birpınar, iklim değişikliği, hava kirliliği gibi etkileri giderek artan küresel çevre sorunları ile karşı karşıya olduğumuzu, bu sorunların özellikle büyük şehirlerde yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini ve hava kalitesini etkileyen kaynakların başında karayolu ulaşımının geldiğini ifade etti.
Türk İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre trafiğe son 20 yılda ~3 kat artışla kayıtlı araç sayısı 23 milyona ulaştığını söyleyen Birpınar, “Üstelik her geçen gün yenileri eklenmeye devam ediyor. Bu araçların 4,2 milyonu İstanbul’da. İş veya gezi amaçlı ziyaretlerle Mega Şehre giren araç sayısı katlanıyor. Bu araçlar bir taraftan hava kirliliğine yol açarken, aynı zamanda da kişilerin huzur ve sükûnunu bozan gürültüye neden olurlar. Olumsuzları gidermek için birçok adım atılıyor. Tüm dünyada giderek yaygınlaşan metotlardan biri de dikey bahçeler” dedi.
TRAFİK GÜRÜLTÜSÜNÜ ENGELLER, EGZOZU EMER
Birpınar sözlerini şöyle sürdürdü: “Dikey bahçelerdeki bitki örtüsü araçlardan kaynaklanan gürültüyü doğrudan tek yöne yansıtmaktan ziyade çok yöne saçarak dağılmasını sağlar. Bir kısmını da kendi içerisinde sönümleyerek bir nevi gürültü bariyeri işlevi görür. Araştırmalara göre %40 azaltım (8dB) sağlanabiliyor. Yine egzozlardan salınan önemli hava kirleticileri için bir nevi filtre görevi görürler. Araştırmalara göre 60 m2’lik bir bahçe duvar 40.000 kg zararlı gaz ile 15 kg ağır metali süzebilir. Keza zararlı uçucu organik bileşikleri absorbe ederek hava kalitesine katkı sunarlar. Önemli etkilerden birisi de sera gazlarını önlemesi. Küresel ısınmaya yol açan sera gazları için yutak alanı olurlar. Sadece 1 m2’lik yaşayan duvar; havadan 2,3 kg CO2 uzaklaştırır. Aynı zamanda da yaşam kaynağımız olan 1,7 kg O2 sunarlar. Kar içinde kar sunan bir sistem”
DİKEY BAHÇELER DOĞAL SERİNLİK SAĞLIYOR
Prof. Dr. Birpınar, “Dikey bahçeler, güneşten gelen ışığı da soğurarak bölgedeki sıcaklığı dengeler ve ısı adalarının oluşmasını önler. Ayrıca bitkilerin terlemesi yoluyla da ortamdaki enerjiyi soğurarak doğal serinlik sağlar. Yine yeşil alanların mental açıdan kişileri rahatlatıcı etkisi de var. 10 yıl önce İBB, bu faydaları gözeterek çalışmalara başlamış. İlk olarak tamamen canlı bitki; zamanla da maliyeti optimum kılmak için bazı yerlerde (ağaç motifi vb) kompozit malzeme de kullanılmış. Damlama yöntemi ile de sulama sorunu çözülerek sistem altyapısı oluşturulmuş” diye açıkladı.
Dikey bahçelerde kullanılan bitkileri değerlendiren Birpınar, “Kullanılan bitkiler çok yıllık bitkiler. Diğer park ve bahçelerde kullanılanların AYNISI. Uzun yıllar değişim ihtiyacı YOK. Bakım için de yıllık olarak budama vb temel işler yapılıyor. Kullanılan ilaçlar yine diğer park ve bahçelerde kullanılan ilaçlardan. Farklı değil yani” dedi.
BÜYÜK BİR BAKIM GEREKMİYOR
Bu bahçelere büyük bir bakım gerekmediğini ifade eden Birpınar, “Tüm duvar bahçelerin aylık bakım masrafı sadece 720 bin Türk lirası, yıllık ise 8,6 milyon Türk lirası, İstanbul Büyükşehir Belediyesince Park ve Bahçeler için tahsis edilen yıllık bütçenin sadece binde 7’si (Yüzde 0,71). Öte yandan, İstanbul’da 60 milyon metrekare yeşil alan var. Bu alanların bakımı da, sulanması da, ilaçlanması da duvar bahçelerle aynı şekilde yapılıyor. Duvar bahçelerin toplam büyüklüğü 55 bin metrekare. Tüm yeşil alanların sadece 10 binde dokuzu. Diğer bir ifadeyle yüzde 0,0916 veya 0,000916” ifadelerini kullandı.
“İLAÇLAMADAN BAHSETMEK NE KADAR DOĞRU?”
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, “Hâlihazırda İstanbul’da yeşil alanların bakımı için ilaçlama yapılıyor. Üstelik insanların (çocuklarıyla) dinlenme, vakit geçirme, spor yapma ve benzeri için geldikleri park ve bahçelerde. Hal böyleyken bahçe duvarlarda kullanılan ilaçlamaların zararından bahsetmek ne kadar doğru?” diye sordu.
“BOYADA YÜZLERCE SAĞLIĞA ZARARLI KİMYASAL VAR”
Birpınar şunları kaydetti: “Kaldı ki bu ilaçlamalar bitkilerin sağlığı için gerekli olan çoğu zararsız nitelikte olanlar. Eğer ki sorun ilaçlama ise o zaman sormak lazım. Yeşillikler yerine boyama yapılıyor. Boya içerisinde uçucu organik bileşik (UOB) denilen sağlığa zararlı yüzlerce kimyasal var. 55 bin metrekarelik bahçe duvarları boyamak için ortalama 10 bin ila 15bin litre boya gerekiyor. Boya içeriğine (solvent bazlı/su bazlı olmasına) bağlı olarak UOB’ler değişebiliyor. Ancak dış mekânlarda kalıcı boya tercihi yapılır. Bu durumda En az 5-10 ton UOB havaya salınacak. Bu kimyasallar diğer gazlarla etkileşime girerek daha zararlı kimyasalların oluşmasına yol açabiliyor. Etkileşime girdikleri gazlardan biri NO2. NO2’nin en büyük kaynağı araçlar. UOB’ler, NO2 etkileşime girerek Yer Seviyesi Ozon (Kötü Ozon) oluşumuna sebebiyet verir. Kötü Ozon ciddi solunum yolu hastalıklarına yol açan bir kirletici. Şimdi söyler misiniz? Hangisi daha zararlı? Her parkta kullanılan ve bitki sağlığı için gerekli olan ilaçlama mı yoksa ihtiyaç olmadığı halde yapılan bu boyama işi ile salınan UOB ve kötü ozonlar.”
“BOZULAN BİTKİ YOK”
Birpınar, “Üstelik dünyada trend olan bir konudan bahsediyoruz. Avrupa’nın gözdeki Paris’in 1 milyon m2 hedefi varken; 16 milyon nüfusa ve yıllık 12 milyonluk misafiri ağırlayan dünyanın incisi boğaza sahip İstanbul ve İstanbullular sadece 55000 m2’sini hak etmiyor mu? İstanbul’da toplam ~1 milyon m2 duvar var. Bunun sadece 55.000 m2’si Bahçe Duvar. Üstelik canlı duvarlar. Bozulan bitki yok. Sistem çalışır vaziyette. Boyama işine sağlam olan bahçe duvarlardan ziyade bu boş duvarlardan başlansaydı; daha akılcı ve planlamacı olmaz mıydı? Sahi, ilaçlamalar zararlı diye önceki yönetimlerce İstanbulluya sunulan 60 milyon metrekare Yeşil Alandaki bitki sağlığı ve/veya zararlı haşerelerin uzaklaştırılması için artık bir ilaçlama yapmayacak mısınız? Ne de olsa aynı ilaçlama işlemi Bahçe Duvarlarda da yapılıyordu” ifadelerini kullandı.
“ÇEVRE MESELESİ ÖNLEYİCİ HEKİMLİKTİR”
Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Birpınar bahçe duvarların farkına değinerek şunları söyledi: “Bahçe duvarlar belki grafitiler gibi konuşmuyorlar. Ama onlar canlılar. Yaşıyorlar. Sen ben gibi, hepimiz gibi yaşıyorlar. Üstelik Cana CAN katıyorlar. Birçok kuş ve böcek türüne de ev sahipliği yapıyor. Biyoçeşitliliğe katkı sunuyorlar. Kıymamak lazım bu cana can katanlara hep diyoruz, yineliyoruz; Çevre Meselesi önleyici hekimliktir. Çevreye ne kadar yatırım yaparsanız, O derece sağlık masrafınız azalır. Birçok yararı olan ve sorunsuz çalışan bir sistemi yıkmak kimseye fayda vermez. Gelin bu hatadan dönün. Yarın daha büyük bedel ödenmesin.”
Haber7